Geçtiğimiz günlerde yayınlanan Bartın Gazetesi'nde verilen
habere göre Ulus ilçesi Abdipaşa'da Temizlik ve Hijyen Maddeleri
üretimi üzerine yeni bir organize sanayi kurulacağı haberini
gördük. Bu haber birdenbire kafamda yıllardır (1990'lardan beri)
o yöre halkının ve bilim insanlarının çevre kirliliğine karşı
mücadelesini sürdürdüğü, Kocaeli Dilovası Organize Sanayi
Bölgesini çağrıştırdı.
Organize sanayi bölgeleri genellikle
su ve enerji kaynaklarının bol olduğu, niteliksiz, yani ucuz
işgücünün bulunduğu, deniz, kara, hava ulaşım avantajları ile
ticari olanakların kolaylığı, düz arazi, ihracat ve ithalat
limanlarına yakınlık gibi belli başlı veriler gözönüne
alınarak kurulur. İşte Dilovası'da bu olanakları sunduğu için
yıllar önce seçilmiş bir merkezdi.
Şimdi gelelim Abdipaşa'ya!
Yeni kurulmak istenen organize sanayi bölgesi hakkında açıklama
yapan siyasileri ve yetkililerin açıklamalarına göre kurulan
OSB'de ilk olarak(daha sonraki yıllar artacak) 1500 kişiye iş
olanağı sağlanacak ve çoğu kadın olabilecek. İlk olarak 10
fabrika sayısı daha sonra 30'lara çıkacak...
Bu açıklamalardan
sonra soralım bakalım:
Bölgenin yapısı üstte saydığımız
şartlara uyuyor mu?
- Arazi yapısı düz ve geniş mi?
- Su kaynağı
bol mu?
- Deniz, kara ulaşımı kolay mı?
- İhracat ve ithalat
limanlarına yakın mı?
- Niteliksiz işgücü mevcut mu?
Bu soruların
hepsine olumlu yanıtlar verebiliriz.
Su bol! Arazi geniş ve düz!
Yıllardır sürdürülen ve siyasilerce dev bir lojistik merkez
olacağı söylenerek Bartın'a bir şans gibi sunulan Filyos
Limanı'na oldukça yakın!
Hem Bartin Limanı hem de Filyos limanına
yakınlığı nedeni ile, ihracat ve ithalata da çok uygun!
Ve çevre
köylerde yaşayan yüzlerce işsiz genç ve kadın , niteliksiz ve
ucuz işgücü!
Tüm bu sorulara olumlu yanıt verdiğimize göre Abdipaşa Temizlik
ve Hijyen Maddeleri için uygun bir sanayi bölgesi olduğu kararını
da verebiliriz artık..
ÇEVRE, HAVA KİRLİĞİĞİ VE KANSER!
Şimdi
aynı şartları taşıdığı için yıllar önce kurulan Dilovasi
OSB bölgesinin kaldırılması ve bölgede yaratılan kirliliğe
karşı niçin binlerce yurttaş ve bilim insanı mücadele ediyor
ona bakalım: (Altta verdiğim bilgiler devletin ve bilim
insanlarının resmi açıklamalarıdır.)
1) 2006 yılında
yayınlanan Dilovası İl Çevre Durum Raporu: "OSBnin atık
sularını doğrudan akıttığı Dilderesi'nin D-100 karayolunun
1500 m. kuzeyinden başlayarak Marmara Denizine kadar olan yatak ve
etrafındaki fabrikalarla kaplı düz alan içerisinde yeraltı suyu
zengindir. Endüstriyel atıklar dereler ve ırmak aracılığıyla
körfeze gelmiş, körfez atıklar nedeniyle kendini yenileyemez hale
gelmiştir. Canlı çeşidi hızla azalmış, balık tutulamaz hale
gelmiştir. Kısacası fabrikalar yeraltı, yerüstü sularını
kullanılamaz hale getirmiştir.
2) Bölgeden alınan toprak
örneklerinde yüksek oranda kadmiyum, bakır, kurşun
saptanmıştır.(Tüm canlılara en zararlı ve zehirli maddeler).
Buna bağlı olarak bölgedeki kanser oranı ülke ve dünya
ortalamasının yaklaşık 3 katıdır.
3) Bölgede yeni doğan
bebeklerin ilk dışkılarında(mekonyum) çok yüksek değerlerde
zehirli maddeye rastlanmıştır.
4) Endüstriyel atıklar yeraltı
ve yerüstü su kaynaklarının kirlenmesi ve kalitesinin
bozulmasının başlıca nedenleridir. Bu su ve toprak kirliliği de
dolaylı olarak içindeki zehirli kimyasalları besinlere
taşımaktadır. (Abdipaşa bölgesi ve çevresi de bilindiği üzere
tarımın oldukça yoğun yapıldığı köylere yakındır).
İşte
bu bilgilerden sonra bir bilim insanının yıllar önce Dilovası
hakkında çeşitli yetkili kişilerle yaptığı röportajlar sonucu
yazdığı rapordan şunları aynen aktaralım:
"Hem iç hem de
dış sermaye açısından çok çekici bir bölge olan Dilovası
gerek büyük gerekse küçük sermayenin göçüne sahne olmuştur.
Sanayiciler 1987'de bölge kurulana kadar hiç bir yasal engelle
karşılaşmamıştır. 1987'de belediyenin kurulması sanayinin
bölge ile ilişkisini değiştirmiş. bu yeni dönem içinde
sanayinin hayırsever etkinliklerinde bir patlama yaşanırken, halk
arasında yolsuzlukla ilgili söylentilerde giderek yaygınlaşmıştır.
1987'de belediyenin kurulmasından 2002'de OSB'nin açıklanmasına
kadar geçen sürede bölgeyi hayırsever etkinlikler ve yolsuzluklar
şekillendirmiştir. Bu etkinlikler sanayicilerin yasal düzenlemeleri
istedikleri gibi yönetmelerine yol açarken, çevre kirliliği
sorununun da korkunç bir boyuta gelmesine neden olmuştur. "Kirleten
öder" ilkesi rüşvet yönelimli "ödeyen kirletir"
uygulamasına dönüşmüştür. Üstelik Türkiye'de sanayiciler
arıtma ve atık tesisi kurmanın maliyeti yerine, atıklarını
akarsulara, denizlere atıp, bu cezayı ödemeyi tercih etmektedir.
Bu sürecin sonunda Dilovası çok yoğun bir hayırsever etkinliğin
gerçekleştiği,ama yolsuzluklar tarafından yönetilen çevre ve
sağlık sorunlarının bir çığ gibi büyüdüğü bir bölge
haline gelmiştir.
" (Bir Sanayi Bölgesi Dönüşümü:
1990'lardan Günümüze Dilovası-Boğaziçi Ünv. Atatürk İlkeleri
ve İnkilap Tarihi Ens. Yüksek Lisans tezi, 2007)
Evet! Tüm bu
bilgilerden sonra, halka siyasilerce büyük bir müjde gibi sunulan
Temizlik ve Hijyen Üretimi Organize Sanayi Bölgesi çok açıktır
ki, sadece Abdipaşa'ya değil, Ulus'a, Bartın'a kısacası tüm
bölgemize çok büyük zararlar verecektir.
Suyumuz, havamız,
toprağımız, Irmağımız, denizimiz,balığımız ve hatta
bebelerimizin canı tehdit altında olacaktır. O nedenle biran önce
bu konuda tepkimizi koymak bir yurttaşlık görevidir!
(Bartın Gazetesi’nin 31 OCAK 2025 tarihli sayısında yayınlanan Ayşe Sevtap UZUN yazısı)
0 Yorumlar
Teşekkürler ...