İnsanlara "en çok korktuğunuz doğal afet nedir?" diye
sorulsa, çok kişi "deprem" cevabını verir. Lakin, dünya
genelinde en yaygın gerçekleşen ve tahrip gücü en yüksek olan
doğal afetlerin başında gelip, hem bireysel hem de kurumsal ve
toplumsal yapı üzerinde derin etkiler birakan deprem gerçeğinden
ne kadar korksak ve her depremi en derin acılarla yaşasak da,
insanlar hayatın olağan akışı içerisinde bu gerçeği unutup,
önlemsiz yaşamlarına devam ederler. Deprem de zengin-fakir
ayırmaz, hazırlıksız olanları ayırır!
6 Şubat 2023 ülkemiz
için ne acı bir tarihtir. Türkiye'de 11 ilimizi etkileyen ve 50
binden fazla can kaybına ve aynı zamanda tahmin edilemeyecek
büyüklükteki mal kaybına ve travmalara neden olan Kahramanmaraş
Pazarcık merkezli, 7,7 büyüklüğündeki deprem gecenin ilerlemiş
saatlerinde meydana geldiğinde çok kişiyi uykusunda yakalamış ve
insanların yüreklerinde onulmaz yaralar açmıştır.
Deprem, bir
yandan da bize doğanın ne kadar güçlü olduğunu hatırlatır ve
onu yaşayanlar için de korku, dehşet ve çaresizlik hissi yaratır
ki, 1968 Bartın depreminde bizlerin de yaşadığı bu çok zor
hisleri yaşamayı Allah kimseye nasip etmesin.
Depremle savaşmanın
en etkili yolu, bilinçli olmaktır. İnsanları en çok da deprem
değil, ihmal öldürür çünkü. Japonya örneğinde olduğu gibi.
bilinçli toplumlar depremin zararlarını en aza indirmede daha
başarılıdırlar. Diğer bir ifadeyle;
"Deprem sarsar, cehalet
yıkar, bilinçsizlik de öldürür!"
Ya depremin ardından
hazırsızlıkla yüzleşmek zorunda kalan toplumların yaşadığı
yıkım ve depremden sonra ortaya çıkan manzara? Hiç kimsenin
görmek istemediği, en nasir tutmuş yüreğin dahi dayanamayacağı
bir yıkım ve manzaradır işte o...
Ülkemiz adına asrın felaketi
olarak adlandırılan 6 Şubat depreminin ardından ortaya çıkan
manzarayı bizzat görüp yaşamasak da, anlatanlardan ve
televizyonlardan dinledik, izledik. Kimi evladını, kimi kardeşini,
kimi eşini, kimi ana babasını kaybetti o büyük felakette. Ben de
karakışın ortasında o derin acıyı yaşayanların, yetim
kalanların gözünden aşağıdaki dizeleri kaleme almıştım.
(Depremde hayatını kaybedenleri saygı ve rahmetle anıyoruz.)
O
nasıl bir geceydi, o ne zor bir ayrılış
Hatırımdan gitmiyor, o
sesin, o son bakış
Gönlümün ortasında kor misali bir yanış
Ne
gözümde düş kaldı, ne ümide niyetim
İçimde bin bir acı, hem
öksüzüm, hem yetim....
O nasıl bir depremdi, o ne yaman sarsılış
Kulağımda çınlıyor o çaresiz haykırış
Garipler diyarında
bitmez oldu karakış
Ne gözümde düş kaldı, ne ümide niyetim
İçimde bin bir acı, hem öksüzüm, hem yetim....
(Bartın Gazetesi’nin 31 OCAK 2025 tarihli sayısında yayınlanan Tarık ÇITAK yazısı)
0 Yorumlar
Teşekkürler ...