Büyük kentlerde yaşayanların, "canlarından bezdikleri ve yaşamlarını karartan" trafik sorununun, Bartın’da da yaşandığını duyduklarında gülüp geçecekleri, inanamayacakları, hatta abarttığımı düşüneceklerini tahmin etmek hiç de zor değil. Evet Bartın da da bir trafik sorunu var.
Hem de öyle böyle değil!
Bartın'ın trafik sorunu yaşanmayan bir tek caddesi bile yok. Ancak özellikle Ankara yönünden kente giriş için otogardan sonra başka bir yol olmadığından, doğrudan Çatmaca kavşağına ulaşıyorsunuz. Çatmaca kavşağına kadar olan yolun solundaki mahallelere ki Emniyet Müdürlüğü, Kadın Doğum Hastanesi, Halk Sağlığı Merkezi, Ketem gibi önemli kuruluşlar ve bir ilkokul ve lisenin de bulunduğu ve ayrıca Mugada yolu üzerindeki köylere de ulaşım sağlanan bu yöne gidebilmek için Çatmaca kavşağına girip U dönüşü yapmak zorundasınız. Böyle olunca da günün her saatinde burası tam anlamıyla Arap saçına dönmektedir.
OROGAR-ÇATMACA-KEMERKÖPRÜ VE ÖZEL İDARE KAVŞAĞI
Ayrıca Çatmaca’dan Karabük ve Amasra yönüne devam edecekleri de bir başka kâbus beklemektedir. O da Özel İdare kavşağı.
Bu yetmezmiş gibi Çatmaca’dan kent merkezine giriş ve kent merkezinden bu yöne geliş de aynı durumdadır. Kente girişte Kemerköprü kavşağının ne durumda olduğunu ise söylemeye bile gerek yoktur.
Bazılarınız, ne var bunda? Bu da mı sorun? Büyük kentlerin bir bulvarında bile bundan fazla trafik var diye düşünebilirsiniz. Ancak, Bartın gibi küçücük bir kent için bu durum içinden çıkılamaz bir hal almıştır. Üstelik bu günlerde iyice yoğunlaşan ve hiç bir kural tanımadan yollarda cirit atan motosiklet ve kuryeleri saymıyorum bile. Gideceğiniz yere biraz erken çıkıp gidebilirsiniz. Diye de düşünebilirsiniz. Sorun sadece bununla sınırlı olsa neyse.
SORUN SADECE TRAFİK OLSA!
Trafik sorunu dediğimiz şeyin altını kazıyınca bakın karşımıza neler çıkıyor. Uygar insan her türlü yaşam koşullarında akıl ve ruh sağlığını korumak için sakin kalmaya çalışır. Bazılarının ise böyle bir derdi yoktur. Onlar için trafik, birilerine dalaşma, ortamı germe, had bildirme ve gözdağı verme yeridir. Bu öfke, hızla bencil bir hırsa dönüşür. Bunlar insanların yaşamlarını karartmak için her an ortaya çıkabilirler. Ne kural tanırlar ne de cezalar onları için caydırıcıdır. Hatta trafik sıkışıklığı onlar için son derece uygun bir zemin oluşturur. Geçiş üstünlükleri de vardır. Ve bunu bilerek ya da farkında olmadan engellemek, onlara sizi sadece darp etmek, aracınıza zarar vermek değil, öldürme yetkisi bile verebilir. Bu tiplerle iletişim de kuramazsınız. Çünkü onlarda yaşama akıl ve tutkuyla tutunma duygusu gelişmemiştir.
Oysa insan, söz ve davranışıyla insandır. Bu nedenle sadece trafik sorunu deyip geçemeyiz. Bu durum bir insanlık sorunudur ve aynı anda tüm ülkemizde yaşanmaktadır. Yurt dışına çıkanlar çokça tanık olmuşlardır. Oralarda bizdeki gibi bir trafik sorunu yoktur. Ve uygar insan davranışının en güzel örneklerini de trafikte görürsünüz.
Peki çözüm ne? Dediğinizi duyar gibiyim...
Tabi ki alt yapısı sağlıklı kentler. Ama ondan da önce akıl ve bilimi önceleyen çağdaş eğitim ki önce insanlığı öğrenerek başlayalım işe. Sizce de öyle değil mi?
(Bartın Gazetesi’nin 21 ŞUBAT 2025 tarihli sayısında yayınlanan Mehmet DEMİRCİOĞLU yazısı)
0 Yorumlar
Teşekkürler ...