Hüzün, ruhumuzun derinliklerine
işleyen, öylesine karmaşık, öylesine gönül yorucu, öylesine
yoğun bir duygu ki, her birimiz yaşamımızın belirli anlarında
hüznün soğuk ve karanlık çıkmazlarında kayboluruz.
Çoğumuz
da içimizde kopan fırtınaları, o anki ruh hallerimizi, derinden
yaşadığımız sızıları, üzüntüleri ifade etmekte de
zorlanırız. Yüreğimizin derinliklerinde yankılanan o sessiz
feryatları duyan da olmaz.
Hüzünlü anlarımızda ruhumuzun
derinliklerinde saklı kalan kırgınlıklar da ortaya çıkar ki,
benim de zaman zaman yaşadığım duygulardandır bu.
Hüzün, en
çok da bir şarkıda, bazen bir şiirde, bazen de sessiz gecelerde
kendini gösterir. O anlarda yüreğinizin derinliklerine inen ve
ruhunuzu dört yandan saran bir sis gibidir hüzün. Gözyaşlarınızın
istemsizce yanaklarınıza aktığı, her damlanın ardında yatan
bir hikayeyi anlattığı, yüreğinizin dile getiremediği
duyguların karşılığıdır hüzün.
Derindir, derindedir...
Hüzün, bir yandan da mazide kaybolmuş mutluluklarımızın
izlerini taşır ve o izlerde saklı hatıralar koparır gönüllerdeki
fırtınaları... Bu pencereden bakıldığında mutluluğun zitti da
değildir hüzün, mutluluk da, hüzün de yüreğimizin farklı
makamlardan, farklı nağmeleri gibidir.
Kimi; "hallolmayan bir
can çekişme", kimi; "hiçbir mutsuzluğun doyuramadığı
iştah", kimi; "imlası bozuk aşkın sonu", kimi;
"ruhunun varoluşunda oynayan öksüz bir çocuk" olarak
tanımlamakta kendi yaşadıkları hüzünleri...
Hüzün, sanatın
ve edebiyatın da kaynağı olmuştur. Nice şair, nice yazar ve
edebiyatçı eserlerinde hüznü işleyerek insanlarla duygusal
bağlar kurmuşlardır ki, en çok dinlenen, en çok okunan, en çok
beğenilen eserlerin önemli bölümü, içinde hüzün ve gizem
barındıran eserlerdir. Çok kişi neşeli, mutluluk dolu
şarkıların, şiirlerin hikayelerini merak etmezken, hüzünlü
şarkıların, şiirlerin gizemlerini pek merak eder! Gizemin de, tüm
sanat eserlerinin temel unsuru olduğu, gizemi olmayan bir şeyin
çekiciliğinin de olmadığı söylenir!
Bu şiirim de çok yeni. Ne
içinde saklı bir gizemim var, ne merak edilecek bir hikayesi! Bu
dizelerden, hüzünlü gönüllerin lezzet alacağı güzel bir şarkı
olur diye düşündüm sadece...
Yine sensiz, yine sessiz bu gece
Yüreğimde sevda denen bilmece
Yine kaldım bir köşede öylece
Mehtap üzgün, yıldız üzgün, ay üzgün
Hiç bitmiyor gönlümdeki
şu hüzün
Gurbetteyim, hasretteyim, dertteyim
Sen gideli hep
böyleyim, neyleyim
Şu kalbimi sensiz nasıl eyleyim
Ümit üzgün,
hayal üzgün, düş üzgün
Hiç bitmiyor gönlümdeki şu hüzün
Biliyorum, her gün böyle geçecek
Gözlerimden nice yaşlar düşecek
Avucumda rengi solmuş üç çiçek
Leylak üzgün, sümbül üzgün,
gül üzgün
Hiç bitmiyor gönlümdeki şu hüzün
Bartın Gazetesi’nin 25 Mart 2025 tarihli sayısında yayınlanan Tarık ÇITAK yazısı)
0 Yorumlar
Teşekkürler ...