1936 doğumlu 89 yaşındaki babamı ambulansla Bartın Devlet
Hastanesi'ne zor yetiştirdik. Birkaç gündür grip benzeri bir şey
geçiriyordu ve akşam saatlerinde aniden fenalaştı. Gözler
kapandı. Renk attı. Ses gitti. Nabiz zayıfladı. Bütün çağrılara
kayıtsız. Film koptu. Kardeşim, eşi, yeğenlerim ve ben ne
yapacağımızı bilemez halde ailecek paçalarımız tutuştu.. Acil
serviste yapılan müdahalenin ardından doktor bundan sonrasının
"entübe" olarak yoğun bakımda devam etmesi gerektiğini
söyledi. (Entübe etmek, bir diğer adıyla entübasyon, kısaca
hastanın solunum gibi yaşamsal fonksiyonlarını desteklemek için
ağızdan veya burundan özel bir tüp takma işlemi)
Bugünlerde
ağır grip vakaları var, Covid'in başka bir versiyonuyla karşı
karşıya gibiyiz. Domuz gribi de diyorlar. İnatçı ve insani epey
hırpalıyor, geçmesi de uzun sürüyor. Ki babam gibi ileri yaştaki
hastaların bunu kaldırması da oldukça zor. Zaten normal bir
insanı bile adeta nakavt olmuşa benzetiyor. Baksanıza.. Ortalık
sanki kırılıyor. Bir nevi salgin var gibi. Bu özel durumun da
etkisiyle bugünlerde Bartın'daki resmisi özeli bütün yoğun
bakımlar dolu. Derhal araştırdılar. En yakın Karabük Üniversite
Hastanesi var dediler. Doktor Karabük'te bir yer olması bile şans
derken ve oraya hazırlık yapılıyorken ilerleyen saatlerde
AKTIP'da bir yer açıldı bilgisi geldi. Tabii ki babamı hemen
AKTIP'a sevk ettiler ve 22 Şubat'ın ilk saatlerinde 02.00 gibi
yoğun bakıma yatışı yapılarak süratle entübe olmasını
sağladılar.
YA AKTIP OLMASAYDI? Karabük yaklaşık 90 kilometre
1.5 saat. Zonguldak ha keza öyle. Üstelik hava muhalefeti var. Göz
gözü görmüyor. Yollar karlı, buzlu, kaygan, tehlikeli. Bu
günlerde Bartin Kozcağız yolunda mahsur kalan vatandaşlara yardım
etmek için harekete geçen Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE)
aracı, buzlanma nedeniyle kontrolden çıkarak takla atıp devrildi.
Bu ortamda bu mesafeyi en iyimser tahminle en az 2 saatte zor
alırsınız ki Allah korusun yolda UMKE kazası gibi başınıza bir
şey gelmesi de olası. Gelmese bile bu süre içinde hastamızı
yolda kaybetmek de var. Değerli işadamı Refik Akmaz ağabeyimizin
maddi manevi büyük zorluklarla, yoğun çaba, emek ve zahmetlerle
kurduğu, çalışanlarının hasta ve hasta yakınlarına hitapta
"efendim" kelimesini hiç eksik etmediği AKTIP, devletten
ben diyeyim üç beş gömlek, siz deyin birkaç gömlek daha üstün
iyi, kaliteli ve etkili sağlık hizmeti vermesi bir yana sadece bu
nedenle bile yani alternatif hastane olmasıyla dahi, onu pamuklara
sarıp koruyup kollayıp hak ettiği değeri vermemizi gerektiren
başlı başına bir nimettir ilimiz için... İşte bu nedenle Özel
Bartin AKTIP Hastanemiz iyi ki var!!! Olmaya da devam etsin
inşallah..! Bartın'ımız için olmazsa olmazsınız.. Lütfen
başımızdan eksik olmayın EFENDİM..!
BİR YANGININ
DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ! Arit Dalbu Mahallesi'nde bu kış şartlarında
çıkan yangın, bir evi tamamen kullanılamaz hale getirdi. Yangını
gören mahalle sakinlerinin ihbarı Üzerine harekete geçen Bartın
Belediyesi itfaiye ekipleri olay yerine gelinceye kadar iş işten
geçti. Yangın mahallinin şehir merkezine uzak olmasında bunun
rolü büyüktü. DYP-SHP iktidarı döneminde belde yapılan, AKP
döneminde nüfusu 2 binin altında kalıyor diye köye dönüştürülen
Bartın merkeze bağlı Arıt'ta beldeyken belediye vardı.
Belediyenin itfaiye teşkilatı vardı. Arıt belde olarak kalsaydı
ve belediye kapanmasaydı bu yangına zamanında müdahale edilir,
Bartın'dan itfaiye gelinceye kadar iş işten geçmemiş olurdu ve
bu vatandaşımız kış kıyamet evsiz barksız kalmazdı. Art'ta
belediyenin ambulansı da vardı acil hastalar hemen hastaneye
ulaştırılırdı. Belediye varken yol, su, kanalizasyon arızalarına
da anında müdahale edilir ve daha pek çok hizmet verilirdi. Araç
parkında iş makineleri ve kamyonlar vardı. İlk Başkan Hamit
Güngör 1994'te belediyeyi kendi elleriyle kurmuş, araç parkını
da muntazam bir şekilde oluşturmuştu.
Belediye eliyle yerinde
verilen hizmetle Özel İdarenin uzaktan verdiği hizmet hiç bir olur
mu? İktidarın Arit'ı kapatarak elde ettiği değer, insana yapılan
hizmetten, insana hizmet edilerek verilen değerden daha mi önemli?
Nedir yani? Bu işle sağladığınız yarar, yol açılan zararı
karşılıyor mu? Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya
değdi mi?!..
(Bartın Gazetesi’nin 6 MART 2025 tarihli sayısında yayınlanan Arif ÜÇLER yazısı)
0 Yorumlar
Teşekkürler ...