👀 KENTİN RUHU OLMALI , REKLAM TABELASI DEĞİL!

Şehirlerin kendilerini yansıttığı bir ruhu vardır. Önemli olan bu ruhu korumak ve görünür olmasını sağlamaktır. Sayın M. Rıza Yalçınkaya Bartın Belediye Başkanlığının ilk döneminde araç trafiğe kapattığı Hükümet Caddesini yeniden düzenledi. İlk önce Boya Firmalarından aldığı destekle cadde üzerindeki binaların dış cephelerini boyatarak işe başladı. Binaların tarihi özelliklerini bozmadan görünür olmasını sağladı. Sonrasında cadde taban döşemeleri ile ışıklandırmasını yeniden düzenledi. Sonucunda 29 Aralık 1999 Hürriyet Gazetesinde “Burası Paris değil Bartın” başlıklı haber oldu. Tarihi Kentler Birliğinden de bu cadde düzenlemesiyle ödül aldı.

Böyle bir başlangıç, Bartın kent merkezi için; kent imarında kente kendine ait bir ruh kazandırılacağının işareti oldu. Ama devam ettirilemedi.

Şimdi bu caddeye girdiğinizde gördüğünüz devasa reklam tabelaları, bina giydirmeleri ve kent mimarisine uyum sağlamayan bina dış kaplamaları. Nerde ödül alan cadde. Yerinde yeller esiyor.

Kentin neresinde olursanız olun her tarafta anlamsız şekilsiz devasa tabelalar. Bu da yetmezmiş gibi reklam amaçlı bina giydirmeleri. Kentin ruhunu çalan bir anlayış tüm dış yüzeyleri işgal etmiş. Dur diyen de yok uzun yıllardır. Ancak, Bartın Belediye Meclisi “Mimari Estetik Komisyonu” kurulmasına karar vermiş. Belki bu komisyon görsel çevre kirliliğine bir önlem bir çözüm getirir.

Kentin mimari ruhunu bozmayacak esaslarda uygulanacak olan bu tabelalardan Belediyeler gelir de elde eder. İşte burada Belediye Meclisi alacağı kararlarla bu görsel kirliliğin önüne de geçer ve ayrıca hatırı sayılır gelir de elde eder.

Nasıl mı?

İlimizin her ilçesinde çok sayıda ulusal çapta kurumsal zincir marketler var. Neredeyse her mahallede birden fazla bu marketlerden bulunuyor. Gıdadan nalburiyeye, kırtasiyeden elektroniğe, zücaciyeden konfeksiyona kadar her ürün satılmakta bu marketlerde. Genelde ÜÇ HARFLİ olan bu marketlerin yanı sıra; farklı çok sayıda harflerden oluşan ulusal market ve satış yerlerinin olduğunu görürsünüz. Bu zincir marketlerin devasa tabelaları, camlarında devasa reklam yazıları ile ürün afişlerini fark edersiniz. Bazı müşteriler bu ürün afişleri önünde uzunca zaman da geçirirler. Ulusal marketler Merkez ilçede, ayrıca Amasra, Ulus, Kuruçaşile, Kumluca, Apdipaşa, Hasankadı ve Kozcağız ilçe ve beldelerinde bulunmakta. Bu Marketler o kadar yaygındırlardır ki büyük köylerimizde bile şube açmaktadırlar.

Yine çok sayıda banka var ilimizde. Hepsinde devasa tabelalar ve ön cephelerinde ürün tanıtım afişleri... Ayrıca, farklı yerlerde kurdukları tabela ve reklamı bol bankamatik kulübeleri... Bir de iletişim, haberleşme, elektronik, mobilya, dayanıklı tüketim ürünlerine ait küresel ve ulusal markaların satış distribütörleri var. Devasa tabelalar ve ön camlarında tanıtıcı ürün afişleri ve elektronik ilan tabelaları bulunmakta. İlimizin hangi Belediyesi olursa olsun o Belediyenin en revaçtaki caddesindeki işyerlerinin devasa tabelaları veya bina giydirmelerini görürsünüz. Ölçü o kadar kaçmıştır ki bu tip reklamlarda artık görüntü kirliliği yaratmaktadır.

Özellikle ulusal zincir marketlerin insertleri, el ilanları evinizin önünde, posta kutusunda, yerlerde rastlarsınız. Alışveriş yaptığınızda poşete para ödersiniz ama bu insertler için sizlerden para istemeden elinize tutuşturuverirler. Bu da yetmezmiş gibi market çalışanlarından ev ev kapı kapı bu insertlerin el ilanlarının dağıtılması talep edilir, dağıtmaya zorlanırlar onca işleri arasında. Bu zincir market çalışanlarının çalışma şartları ve koşulları zaten apayrı bir sorgulama konusudur. Ama bizim konumuz el ilanı, insert, afiş, elektronik afiş, tabela ve reklam materyalleri.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun değişik, 5281 sayılı kanunun da vergi ve harçlarla ilgili maddeleri gereğince Belediye Meclisince düzenlenecek tarifeye göre alınacak vergi ve harçlar ile ilgili tarifeler her yıl yeniden belirlenir. Yasa koyucu alınacak verginin alt ve üst miktarını belirlemiştir, Belediye Meclisleri de bu limitler içinde kalarak alınacak vergiyi belirler. Örneğin dağıtılacak olan her insert için alınacak verginin alt limiti 0,01 TL üst limitide 0,25 TL’dir. Varsayalım ki ilimizdeki herhangi bir belediyenin Meclisi alınacak vergiyi 0,15 TL olarak belirledi. Herhangi bir üç harfli marketin herhangi bir şubesinde her ay yaklaşık olarak 6 bin adet insert (her hafta farklı) dağıtıldığını kabul edelim. Sadece insert (el ilanı) dağıtımının vergisi sadece bu şubede 900 TL olmaktadır. Yine aynı marketin ön cephesinde 10 günde bir veya haftada bir değişen ürün afişleri var. Bu afişlerin her değişmesinde ödenmesi gereken vergisi de var. Afişlerden alınacak verginin metrekare başına en alt değeri 0,02 TL üst değeri ise 0,50 TL’dir. Biz metrekare başına 0,30 TL olarak karar alındığını kabul edelim. Bu marketin ön cephesinde sürekli değişen afişlerin kapladığı alan 12 metrekare olduğunu varsayarsak ve her hafta bu afişlerin değiştiğini de varsayarsak vergi alınması gereken metrekare 12*4=48 olduğu ortaya çıkar. Böylelikle sadece bu zincir marketten bir ayda alınacak afiş vergisi yaklaşık 14,40 TL olacaktır. Ayrıca yıllık olarak alınması gereken devasa boyuttaki tabelalarının vergileri de var. Basitçe hesapladığım parasal değer sadece bir şube içindir. Tüm şubelerden bu miktarda vergi alındığında siz düşünün ne kadar büyük ölçüde gelir elde edileceğini.

Bartın’daki belediyelerden birinden aldığım bilgiye göre yılda bir kez yasanın belirlediği taban değer üzerinden vergi alındığını, her ay veya her hafta veya her 10 günde bir düzenli dağıtılan insertler için de yılda bir kez vergi aldıklarını, bunu yaparken de onların beyanlarını esas aldıklarını belirttiler. Ülkemizdeki başka belediyelerde aldıkları Belediye Meclisi kararları ile belediyelerinde kurdukları merkezlerde her dağıtılan insert ve el ilanın mühürlenerek vergisinin alındığı ve buradan da belediyelerine büyük kaynaklar sağladıklarını öğrendim. Ama izlediğim kadarıyla ulusal market ve zincir dağıtım ağlarının yayınladıkları el ilanlarından ilimiz Belediyeleri kaynak sağlayamamaktadır. Sadece zincir marketlerin dağıttıkları insertler takip edilse ve mühürlenerek veya başka bir yöntemle belirlenerek takip edilse azımsanmayacak vergi geliri oluşacaktır.

İlimizin kentsel yerleşim yerlerindeki tüm Belediyelerin yetki ve sorumluluk sahaları içindeki; en önemli ve itibarlı cadde ve bulvarları üzerinde yer alan işyerlerinin büyük bir çoğunluğu (%90’nı) küresel veya ulusal markaların satış şubeleridir. Belediye sınırları içinde dağıtılan insertler, afişler ve tüm tanıtım ürünleri genellikle ve büyük bir oranda (%95) bu kuruluşlara aittir. Bina giydirmesi şeklindeki devasa tabelaları, ışıklı veya elektronik reklam gösterim araçları, afişleri, işyerlerinin camlarını kaplayan reklam görselleri bütün bunlar vergiye tabidir. Belediye Meclislerinde yer alan Sayın Meclis üyeleri vergi değerleri belirlenirken; vergi verecek olanların büyük sermaye olduğunu dikkate alsın, bu vergileri ödeyecek olanlar küçük esnaf veya sanatkârlar değil küresel veya ulusal büyük sermaye guruplarıdır. O nedenle en üst seviyeden oran belirlemelerini öneririm. Hiç olmazsa görsel çevre kirliliğinin bedeli ödettirilir böylelikle.

Başta Estetik Komisyonu üyeleri olmak üzere tüm Belediye Meclis üyeleri bu konuda gerekli hassasiyeti göstermelerini beklerim.

(Sendika.ORG.15 MART 2025 tarihinde yayınlanan Yaşar Cengiz ALPAN köşe yazısı)








Yorum Gönder

0 Yorumlar