Ormanlar ve ormancılıkla ilgili hiçbir bilgisi olmayan fakat ormanları korumaktan sorumlu olan Bakan Yumaklı son yangınlar hakkında; son günlerde hava koşullarının tarihin en üst seviyesinde seyrettiğine işaret ederek; “Hep söylüyoruz, biz bu yangınları söndürecek kabiliyete sahibiz ancak bizi zorlayan, aynı il içerisinde birden fazla farklı alanlarda yangın çıkması ya da riskli gördüğümüz alanlarda müdahale ederken bir başka yerde yangın çıkmasıyla güçlerimizin bölünmesi” demiş. Günaydın Sayın Bakan, bunu yeni mi anladınız? Bir kez olsun size bağlı olan Orman Genel Müdürlüğü (OGM)’nün istatistiklerine baksanız, ülkemizde tarihin en büyük yangınlarının 15 Temmuz’la 30 Temmuz arasında yaşandığını görürdünüz.
OGM istatistiklerinden yararlanarak 2023 yılında yaptığımız “Orman Yangınlarının Sayısal Analizi” adlı çalışmaya göre en çok yangın çıkan ay Ağustos ayıdır. Onu sırasıyla Temmuz ve Eylül ayları izlemektedir. Fakat 1937 yılından beri kayıtlara geçen, miktarları 4 bin hektarla 29 bin hektar arasında değişen en büyük 20 yangının 12’si, 15 Temmuz ile 30 Temmuz arasında gerçekleşmiştir. Bunun nedeni de yaz kuraklığından dolayı orman ve çevresindeki bitkilerin kuruması ve bağıl nem açığı nedeniyle yangın riskinin en üst seviyeye çıkması, en ufak ateş kaynağıyla birlikte kuru bitkilerin kolayca tutuşmasıyla çıkan yangının rüzgarla birlikte hızla yayılmasıdır. Yangına hızla müdahale edilip söndürülemeyince de yangının büyüyüp, bütün müdahalelere rağmen, ancak doğal sınırlarına gelip enerjisini kaybedince sönmesidir. Orman yangınları açısından en tehlikeli dönemi yaşadığımız halde bunları bilmiyor musunuz da başarısızlığınızı hava koşullarına bağlıyorsunuz Sayın Bakan?
Sayın Bakan aynı açıklamanızda; “Biz hazırız ama aslında en iyi, hiç maliyetsiz, hiç problemsiz, hiçbir bedel ödenmeyecek yangın söndürmenin yolu, bu yangının çıkmamasını sağlamak” demişsiniz. Hayır, ne hazırdınız ne de yangını önlemek veya hızla söndürmek için gerekli önlemleri almıştınız Sayın Bakan. Tam tersine 2019 yılından beri iktidarınız orman yangınlarıyla mücadele bütçesini azaltıyor. Bazen de tepki almamak için bütçeyi şişiriyor fakat harcama kalemlerini almayıp bu bütçenin hepsini kullanmayarak “tasarruf” ediyor. Bu nedenle gerekli araç gereç ve yangın işçisi alımını kısıtlıyorsunuz. Yangın işçilerini mevsimlik olarak, bazılarını taşeron aracılığıyla alıp onları yeterince eğitmeden sahaya sürüyorsunuz. Nasrettin Hoca’nın eşeğini aç bırakıp çalıştırdığı gibi davranıyorsunuz. Siz O’nun gibi eşeği değil ama ormanlarımızı, doğamızı öldürüyorsunuz.
Bir kumar oynuyorsunuz. Başarılı olursa, “Başarılı oldum” diyecektiniz fakat başarılı olma şansınız da yok. Çünkü siz bu “tasarruflara” başladıktan sonra son 5 yıldır rekor miktarda ormanımız yandı. 2010 ile 2019 yılları arasında yılda ortalama 7 bin hektar orman yanarken 2020 yılında 21 bin hektar, 2021 yılında 140 bin hektar yani 3 ila 14 katı oranda ormanımız yandı. 2022 ile 2024 yılları arasında da bu oran iki ila üç katı olarak devam etti. Korkarım bu yıl bu oran çok daha artacak.
Ne yazık ki OGM’nin bu çapta yangınlara veya şu an olduğu gibi eşzamanlı çıkan yangınlara müdahale edebilecek kapasitesi/hazırlığı yok. Çünkü OGM’nin organizasyon yapısını bozdunuz. Liyakatlılar etkili görevlerde değil; alt düzeylerde çalışanlar da uzmanlıklarına göre değerlendirilmiyor. Orman yangınlarıyla mücadelede eskiden mükelleflik vardı. Orman köylerinde belli bir yaştaki insanlar yangın çıkınca anında oraya müdahale etmekle mükelleftiler. Onlar orman yangını konusunda da tecrübeliydiler ve anında müdahale edip etkili de olabiliyorlardı. 2018’de bu sistemi kaldırdınız. ‘Gönüllülük’ diye bir sistem getirdiniz. Bu sistemde 100 bin gönüllü yetiştirdiğiniz söylediniz fakat bu insanlara ciddi bir eğitim vermediniz. Orman yangınlarının sorumluluğunu muhalif oldukları için yerel yönetimlere attınız. Son yıllarda yangın rejimi şekil değiştirdiği, örneğin rekor miktarda orman alanı yandığı, orman içinde madencilik, enerji, turizm vb. orman-insan etkileşimini artıran binlerce tahsise izin verdiğiniz, orman içi yerleşimleri artırdığınız ve bu nedenle artık kent yerleşimleri orman yangınlarından etkilendiği halde siz sadece daha önce yapılmış rapor ve planları rutin şekilde yenileyerek yangınlara hazırlandınız. Değişen paradigmayı yok saydınız.
Peki bu yıl neden bu ekstrem yangınları görüyoruz diye sormayın. Bu durum 2020’den beri yaşadıklarımızın devamı. Fakat bu seneki artışın nedeni bizzat size bağlı Sayın Bakan. Çünkü siz de yangınla mücadeleden tasarruf etmeye çalıştınız. Yaptıklarınız içinde ilk akla gelenler şunlar:
1. Son iki yıldır bütçe tasarrufu nedeni ve ödenek yok diye Silvikültür ödenekli sıklık bakımlarını yaptırmadınız. Bu bakımlarda ormanlardaki kuru ağaçlar ve çalılar çıkarılmış olacağı için ormanlar yangına daha dirençli olacaktı.
2. OGM Şubat ayında resmi bir yazı göndererek orman yolu yangın emniyet şeridi tamir bakım ve yapımları ihalesi yapılmasını yasakladı. Araç kiralaması yapılamadığı için orman işletmeleri kendine ait 1-2 makine ile orman yolu ve yangın emniyet şeritleri yapamadı. Bu durum yangına müdahaleyi yavaşlattığı gibi, yangınların hızla yayılmasına da neden oldu.
3. Tasarruf nedeniyle yangın işçilerini kısa dönemli çalıştırıp eğitmediğiniz gibi, onlara koruyucu kıyafetlerini de vermediniz. Ancak Eskişehir’de 10 insanımızı yangında kaybettikten sonra yangın işçilerine koruyucu kıyafet dağıtmaya başladınız. Hatta bu yıl çalışmaya başlayan işçiler geçen yıl hazırlanan bütçede olmadığı için onlara koruyucu kıyafet göndermediniz.
4. Yangın işçileri ve teknik elemanlarımıza alınacak yangın kıyafetleri ve koruyucu donanımlar için orman işletme müdürlüklerine yetki vermek yerine yetkiyi Orman Genel Müdürlüğü’nde tuttunuz.
5. Daha önce orman işletmelerindeki eksikler, döner sermaye harcama yetkilisi işletme müdürü olduğu için haziran öncesi tamamlanırdı. “Tasarruf” nedeniyle bu tür harcamaların döner sermaye bütçesinden değil de özel bütçeden yapılmasına izin vererek harcama yetkisini orman bölge müdürlüklerine verdiniz. Böylece en zorunlu ihtiyaçlar bile alınamaz oldu.
Sayın Bakan iktidar olarak doğamızla ve ormanlarımızda yaşayan bütün canlıların varlığıyla ilgili bir kumar oynadınız. Kaybeden hepimiz olduk. Bütün hükümet istifa etmeyeceğine göre, bari siz istifa edin de, yıllar sonra ilk kez sizlerden uygar bir davranış görelim.
Prof. Dr. Erdoğan Atmış - Ormancılık Politikası Uzmanı - Vrije Universiteit Amsterdam
(BİRGÜN GAZETESİ 28.07.2025)
0 Yorumlar
Teşekkürler ...