Gece çöktü yine…
Gökyüzü kurşuni! Ciğerlerimiz tıkanık!
Yıldızlar inmez bu kentin semasına.
Her nefeste “hava mı, gaz mı, ölüm mü?” diye sormaktan,
aldığımız her nefeste neyi soluduğumuzu bilemediğimiz kentimiz bu!
Toz, toprağa inmiş.
Denizin gözü yaşarmış gibi bulanık.
Halkı duman olmuş bu kent!
Ekmeğini bu fabrikadan kazananın da,
o ekmeğin gölgesinde boğulanın da sesinin çıkamadığı bir yer burası.
Aynı gökyüzünün altında, aynı dumanın içinde,
emekle zehrin birbirine karıştığı bu kentte,
ekmekle ölüm arasına sıkışmış bir halkız biz!
Bir üretim düşün bize dayattıkları gibi:
İçinden zehir üfleyen, dışı çelikle kaplı!
Ve sonra çıkıyorlar karşımıza hiç utanmadan:
“Konforunuz nasıl?”
“Refahınız arttı mı?”
“Kalkınıyoruz değil mi?”
Cevabımız nettir.
Vicdan kadar net,
Ciğerimize dolan duman kadar kesin:
Hayır!
Bu kalkınma değil.
Bu büyüme değil.
Bu, organize bir yok oluştur!
Planlı bir yıkım!
Yasal kılıklı bir felaket!
Rakamlarla yutturulan bir vitrin!
Ve evet: Kalkınmıyoruz!
Ama görüyoruz!
Bu manzara bir ekonomik tercih değil bir suçtur!
0 Yorumlar
Teşekkürler ...