NELERDEN İLHAM ALIRIZ ?

     Bir yerde okumuştum “şair olmak güzeldir, ancak bir şaire ilham veren şey daha da güzeldir” diye. Çok  hoşuma gitmişti.

    Tıpkı gazete yazarı, ekran yüzü ya da klavye başında fikir beyan edenlerin, insanları doğruluğa, iyiliğe ve güzelliğe yönlendirmesi, onu aydınlatması ve düşünmeye sevk ederek kendi yargısını verebilmesi için ortam sağlaması  gibi. 

     Ülkenin yöneticileri de yaptıkları güzel şeylerle topluma ilham kaynağı olmalıdırlar. Yurttaşlarına  gelecek için  umut aşılamalıdırlar.

OKUR-YAZAR

    Son zamanlarda ülkemizde olup bitenlere baktığımızda ilham alınabilecek pek bir şey kalmadığını hep birlikte yaşayarak görmekteyiz. Siyaset kurumu başta olmak üzere, basın ve yayın alanında da tam bir kör döğüşü yaşanmaktadır. Birinin ak dediğine diğeri rahatlıkla kara diyebilmekte ve kolaylıkla da taraftar bulabilmektedirler.  

        Bir yazıyı okuyup, sözü dinleyip onu içselleştirmek, inanmak ve anlamlandırabilmek için okuyucunun zihinsel bir süzgeçten geçirebilmesi gerekir. Aksi halde zihni körlük ve taraftarlık devreye girer ki bu çok tehlikeli bir durumdur.  Yalanı okuyup ona inanan ve bu yalana, söyleyen ya da yazandan daha fazla sarılan kişi, yalanı  söyleyen ve yazandan daha tehlikelidir.

        Çıkar hesabıyla yalan, iftira, fesat çıkarma, adam kayırma, bugün söylediğini yarın inkâr etme gibi toplumu içten içe kemiren yozlaşma, tüm toplumu neredeyse kuşatmıştır. Bu durum toplumun bir bölümünü bireysel çıkara teşvik eder hale gelmiştir. Bu çok kötü bir durumdur. Ve geniş kitlelerde en başta  adalet duygusunun kaybolmasına neden olmaktadır. Yaşadığımız bu günlerde bunun sayısız örneğiyle neredeyse her gün karşı karşıya kalmaktayız.

AKIL SÜZGECİ

        Eli kalem tutan ya da ekran seslerine, sanki tek bir merkezden, sufle verilerek, bir algı oluşturulmakta ve bu algıyla tek seslilik ortamı yaratılmaya ve bir kesim sindirilmeye çalışılmaktadır.  Gerçek demokrasilerin en önemli özelliği ise çok sesliliktir. Tek sesliliğin olduğu yerde de doğal olarak ilham alınacak bir şey kalmamaktadır. 

        Bu çıkmazdan kurtulabilmemizin tek yolu, öncelikle  akılcı ve bilimsel eğitimle, akıl süzgecini kullanabilen bireyler yetiştirebilmektir. Ancak içinde bulunduğumuz ortamda bu bile yetersiz kalmaktadır. Çünkü çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazı kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü ilkesi ülkemizde artık sadece lafta kalmıştır. Zaten eğitim görme ortalamamız ilkokul üç seviyesinde ve o da belirttiğimiz evrensel değerlerden çok uzaktadır.

        Bu durum topluma algı yapılması için çok elverişli bir ortam yaratmaktadır. Ve siyaset kurumunun da işine gelmektedir. Bu gidişe kısa sürede dur diyemezsek, gelecekte daha nelerle karşılaşırız düşünmek bile istemiyorum. 

        İlham veren yöneticilerin ve yazar çizerin olmadığı ve adeta zorluklar karşısında  yaşam çabası veren bir toplumun da Büyük Atatürk'ün dediği gibi  zaten hayat damarlarından biri kopmuş demektir.

(Bartın Gazetesi’nin 14 Haziran 2025 tarihli sayısında yayınlananMehmet DEMİRCİOĞLU yazısı)


Yorum Gönder

0 Yorumlar