Dünya basın tarihi ilk olarak yayınlarına yerel basınla başlamıştır. On yedinci yüzyılın başlarında henüz ülkelerde ulusal bir bütünlük oluşmamış, imparatorluklarda ise çeşitli halklar kendi içine kapanık bir halde varlıklarını sürdürmekteydi. Avrupa’da ilk ulusal bütünlük Almanya’da ardından İngiltere ve Fransa’da sağlandı. İlk başlarda yerleşim yerlerinin adlarıyla sadece bulundukları kentlerde yayın yapan gazeteler tam anlamıyla yerel gazetelerdi.
DÜNYADA YEREL GAZETELER
Gazeteler yayınlandığı kent adıyla basılıp dağıtılırdı. Paris Postası, Londra Postası, Frankfurt Postası gibi. Bu gazeteler yeni yeni başlayan sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan değişik ürünlerin tanıtım reklamı için de kullanışlı bir alandı. Bu nedenle birçoğu, şirketler tarafından finanse edildiğinden ücretsiz olarak dağıtılırdı. Böylece reklam paralarıyla hem yerel basın kuvvetlenmiş, hem de yüz binleri bulan bir okuyucu kitlesi yeni gelişmelerden haberdar olmaya başlamıştı. Yirminci yüzyılın başlarında tüm dünyada görülen uluslaşma sürecinde ulusal gazetelerin ön plana çıkmasına rağmen, yerel gazeteler Amerika ve Avrupa’da günümüzde de etkili ve güçlü olmayı sürdürmektedirler. Ve hatta Amerika’da eyalet yerel gazeteleri ulusal gazetelerden daha çok ilgi görmektedir.
ÜLKEMİZDE YEREL GAZETELER
Ülkemizde on sekizinci yüzyıl başlarında başlayan basın serüveni, asıl işlevine Cumhuriyetimizle birlikte ulaşmış, ancak ilk başlarda tıpkı Avrupa’da olduğu gibi birçok yerel gazete yayın hayatına başlamıştır. Hatta yaş almış insanlarımız anımsayacaklardır, yetmişli yıllarda çocuklar ellerinde gazetelerle kent meydanlarında “yazıyor yazıyor” diye bağırarak kentin önemli olayları hakkındaki haberleri sattıkları yerel gazetelerle duyururlardı. Bir de ulusal basının taşra baskısı olurdu. Ulusal gazeteyle birlikte verilen bu eklerde, sadece o kente ait haber ve reklamlara yer verilirdi. Bu da yine seksenlerin ortasına kadar devam etti. Günümüzde basılı gazete okuma oranı geçmişe göre iyice azaldı. Çünkü sosyal medya ve internet üzerinden dijital gazetecilik olabildiğince yaygınlaştı. Bu nedenle reklamlarla kollanan gazeteler dışında, kendi gücüyle ayakta kalabilen bir kaç gazeteden başka bırakın ulusalı, yerel gazete bile kalmadı.
Son günlerde ulusal basında peş peşe basın ödülü haberleri duyuyoruz. Birçok alanda belirlenen ölçütler doğrultusunda çeşitli gazete ve gazetecilere ödüller veriliyor. Bunlardan öne çıkanı, yüz yılı aşkın bir süredir kesintisiz yayın yaşamını sürdüren Bartın Gazetesi oldu. Gazeteyle birlikte kurucusu rahmetli İ. Cemal Aliş’in ardından, günümüze kadar gazeteyi yaşatan oğlu Esen Aliş’ üç değerli ödüle layık görüldü.
Bartın Gazetesi “Anadolu Basınının Çınarı Burhan Felek Basın Hizmet Ödülüyle” başlayan ve Türkiye Basın Federasyonu’nun “10. Anadolu Medya Ödülleri” töreninde yüz bir yıllık kesintisiz yayını nedeniyle “Yıların Tarihi Gazetesi” ödülünü ve ardından da İç Anadolu Gazeteciler Federasyonu” Yerel Medya Onur Ödülünü alarak haklı bir kıvanç ve mutluluk yaşadı. Ülkemizde yayın hayatını sürdüren en eski yerel basın “Bartın Gazetesi” sadece Bartın’da değil Ulusal basın tarihinde de önemli bir yer tutmakta ve sosyolojik ve bilimsel araştırmalara konu olmaktadır.
Rıfat Ilgaz’dan İlber Ortaylı’ya birçok ünlü yazarın yazılarının yayınlandığı ve neredeyse tüm ülke ve yurt dışında bile abonelerinin olduğu “Bartın Gazetesi” kendi yağında kavrularak yüz yılı aşkın bir süredir dim dik ayakta durmaktadır. Yazarı olmaktan mutluluk duyduğum “Bartın Gazetesi’nin” sahibi Sayın Esen Aliş ve oğlu Cemal Aliş’i kutluyor, daha nice ödüller ve yayın yaşamı diliyorum.
Bartın Gazetesi’nin 24 HAZİRAN 2025 tarihli sayısında yayınlanan Mehmet DEMİRCİOĞLU yazısı)

0 Yorumlar
Teşekkürler ...