24 tane kitabı bulunan, belgeselci,
televizyoncu, karikatürist, köşe yazarı mesleğimizin duayen
isimlerinden usta gazeteci Nazım Alpman'la 10 yıl aradan sonra
Bartın'da yeniden buluşup hasret giderdik. Nazim abiyle dostluğumuz
bir zamanlar ülkemizin üç büyük (Hürriyet, Milliyet, Sabah)
gazetesinden biri olan Milliyet Gazetesinin Milliyet Gazetesi olduğu
dönemlere dayanıyor.
90'lı yıllarda ben Bartın muhabirliği
yaparken Nazım abi de Istanbul merkezde özel olaylara bakan etkili
nüktedan sağlam kalemlerden biriydi. Batı Karadeniz Nazım abinin
seçim bölgesiydi. Bartın'a her gelişinde beni mutlaka arar bulur,
sağa sola birlikte gider, akşamları da Canlı Balıkta yorgunluk
atardık.
Seçimde nabız nasıl tutulur, hava nasıl koklanır,
tahmin nasıl yapılır Nazım abiden öğrenmişimdir. Rıza
Yalçınkaya seçime daha 5 ay varken. adaylığı da kesin değilken,
rakipleri bile belli olmamışken partiye adaylık başvurusu
yaptığında "Bartın'da seçim bugün itibarıyla bitmiştir"
diye Necdet Aydemir'in sosyal medyadaki haber paylaşımının altına
yazmam (tarihi ve saatiyle orada duruyor isteyen bakabilir) bu
yüzdendir.
Nazım Alpman kalem erbabıdır. Çok özel bir
gazetecidir. Keşke imkan olsa da genç arkadaşlarımıza burada bir
seminer verse. Meslektaşlarımızın ondan öğrenecekleri çok şey
var. 90'lı yıllarda sadece seçimden seçime değil Çeçenlerin
Avrasya gemisini kaçırması, Nazım abinin foto muhabiri Garbis
Özatay'la birlikte gemiye Bartın açıklarında bir sürat
motoruyla yanaşıp binmeye çalışması gibi olaylar vesilesiyle de
bir araya geldik. Daha sonra ikimiz de Milliyetten koptuk ya da
Milliyet bizden koptu ama iletişimimiz hiç kopmadı, dostluğumuz
hep devam etti.
Derken 2014'te Emin Timur zamanında Amasra
Belediyesi'nin etkinliği 15 yıl sonra bizi tekrar bir araya
getirdi. Nazım abi Amasra'da söyleşi verdi biz de bu vesileyle
buluşup hasret gidermiş olduk. Bu buluşmayı anlatan Birgün
Gazetesi'ndeki "Yollarda eski dostlarla" (7 Temmuz 2014)
başlıklı yazısının tadı hala damağımdadır. Ve 10 yıl sonra
bu kez bizi Amasra maden davası buluşturdu. Basın Konseyi Başkanı
Pınar Türenç'le birlikte ilimizi ziyaret eden ekibin önemli bir
parçası olan Nazım Alpman'ın yıllardır biriktirdiği anılar ve
edindiği izlenimlerden çok rahat bir Bartın kitabı çıkar.
Pinar
Türenç, Nazım abi ve arkadaşları ilimizde dolu dolu bir gün
geçirdiler. Biz de yıllar sonra sohbet etme ve resimleri tazeleme
fırsatı bulduk, mutlu olduk.
SESİMİZ OLACAKLAR! Türlü
haksızlıklar, hukuksuzluklar yaşanıyor her alanda özellikle son
yıllarda. Demokrasimiz sağlıklı olsa bütün olumsuzlukları
absorbe edebiliriz tabii ki ama ondaki hastalık hukuka da sirayet
ettiğinden o da istenilen, beklenilen düzeyde değil ne yazık ki.
Basın da bu zincirin önemli bir halkası ve onun sağlığı da
demokrasiye bağlı. O da hastalıklı ama nasıl hâlâ doğru,
dürüst ve ahlaklı siyasetçilerimiz ve hukukçularımız varsa
gazetecilerimiz de var. Yani hastalık bütün vücudu sarmadı ve o
nedenle hepten bitik vaziyette değiliz. İşte o iyi
gazetecilerimizden bir grup İstanbul'dan kalkıp ilimize geldi.
Irmak kenarındaki camli sel duvarına baktılar, 43 şehidi bulunan
maden davamızın onuncu duruşmasını izlediler, başka konularda
da notlar aldılar.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ve Birgün
Gazetesi yazarı değerli abim, ustamız, üstadımız Nazım Alpman,
Misket Dikmen, Esra Alkan, Burcu Öztoprak, Aykut Küçükkaya, Ercan
Uğumlu ve Ali Ayaroğlu'ndan oluşan gazeteci, yazar, avukat
misafirlerimiz öne çıkan sorunlarımıza büyüteç tuttu. Böyle
bir ortamda sesimiz ne kadar çok çıkarsa o kadar iyi. Güçlü bir
sese-seslere ihtiyacımız vardı. Mutlaka etkisi olacaktır!
(Bartın Gazetesi’nin 20 Aralık 2024 tarihli sayısında yayınlanan Arif ÜÇLER yazısı)
0 Yorumlar
Teşekkürler ...